YARGITAY
3. HD.
Esas
No : 2018/3551
Karar
No : 2018/7474
Karar Tarihi : 03.07.2018
Mahkemesi : Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki
maddi ve manevi tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda,
davanın davalı ... dışındaki diğer davalılar yönünden reddine, davalı ...
yönünden kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, duruşmalı olarak
incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle; daha önceden belirlenen,
21/11/2017 tarihli duruşma günü için yapılan tebligat üzerine; temyiz eden
davacılar vekili Av. ... ile Av.... geldiler. Karşı taraf adına gelen olmadı.
Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten
sonra nevakısın giderilmesi bakımından dosya mahalline geri çevrilmiş, bu kez
yeniden gelmekle belli günde dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik
Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
YARGITAY KARARI
Davacı, murisleri ... 'nun 22/12/2008 tarihinde ikamet ettiği
sitenin oto parkında, gece görevi yapan davalı ... tarafından bıçaklandığını ve
aldığı yaralar nedeniyle aynı gün vefat ettiğini, söz konusu olay nedeni ile
... 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 2009/4 Esas sayılı dosyasında yargılamanın devam
ettiğini, murisin iş adamı kimliği ile bilinen, herkesçe tanınan, gelir
seviyesi yüksek bir insan olduğunu, davacılardan eş ve çocuklarının, murisin
hayatta olduğu dönemdeki gibi, hem hayat standartlarının korunması, hem de tüm
masraflarının karşılanması gerektiğini, murisin annesi davacının, hayatta iken
muristen düzenli yardım aldığını, davalı ...'ın, ...Park Evleri'nde kapıcı
gösterilmek suretiyle sigortalı çalıştırıldığını,anılan öldürme eyleminin
...Park Evlerinin ortak alanı olan otoparkta, ...Park Evleri sigorta çalışanı
tarafından gerçekleştirildiğini, ana gayrimenkulün Kat Mülkiyeti Kanunu 27.
madde hükmü gereğince Kat malikleri kurulunca yönetildiğini, kat malikleri
davalıların tamamının, ...'ın işlediği haksız fiilden dolayı, davalı ...'ün site yöneticisi
olması, davalı kat maliklerinin temsilcisi olmasına rağmen bu temsil görevini
gerektiği şekilde yerine getirmemesi, gereken önlemleri almayarak haksız fiilin
gerçekleşmesine sebebiyet vermesi nedeniyle sorumlu olduklarını ileri sürerek
olay nedeniyle desteklerini yitiren ve manevi çöküntüye uğrayan eş ... için
200.000.00 TL manevi ve ıslahen 507.439.40 TL maddi tazminatın, oğlu ... için
200.000.00 TL manevi ve ıslahen 36.089.24 TL maddi tazminatın, oğlu ... için
200.000.00 TL manevi ve ıslahen 48.965.58 TL maddi tazminatın, anne ... için
50.000.00 TL manevi ve ıslahen 142.039.26 TL maddi tazminatın, kardeşi ... için
50.000.00 TL manevi tazminatın, kardeşi ... için 50.000.00 TL manevi
tazminatın, ayrıca cenaze giderleri ve cinayetin yol açtığı infial sebebiyle
taşınma ve benzeri giderler için yapılan harcamalar için 20.000.00 TL'nin,
haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan
müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmişlerdir.
Davalı ... vasisi; mütevaffanın ağır tahriki sonucu olayın
meydana geldiğini, olay öncesinde ağır rahatsızlığı nedeniyle defalarca
ameliyat olan ...'ın müteveffadan yediği darbelerden dolayı kendisini korumak
için rastgele salladığı bıçak darbeleri sonucu istenilmeyen olayın meydana
geldiğini, talep edilen tazminatların fahiş olduğunu, davacı anne için destek
tazminatı talebinin yerinde bulunmadığını savunarak davanın reddini talep
etmiştir.
Davalı ... ile ...; davacıların murisi ... ...'nun davalı
...'na ait ...Park Sitesindeki 8 nolu daireyi 15/10/2006 başlangıç tarihli
sözleşme ile kiraladığını ve bu tarihten itibaren de olayın müsebbibi olan
...'ın maaşını veren işvereni olduğunu, ...'ın uzun süredir sitede çalıştığını,
site sakinlerinin otopark olarak kullandıkları küçük bir alana arabalarını
sığdırmak için ehliyeti de bulunan davalı ...'dan yararlandıklarını, ...'ın
gerekli itina gösterilerek gerekli vasıfları taşıdığının tespiti üzerine işe
alındığını, olay tarihinde davacıların murisine gelen misafirin başsağlığına
gelişi de nazara alınarak arabasının otoparka girmesine davalı site görevlisi
tarafından göz yumularak araç anahtarı istenmiş ise de olumsuz yanıt verilmesi
üzerine site yöneticisine de durumun bildirildiği, onunda müteveffayı uyarması
üzerine park alanına giden müteveffa ile davalı ...'ın giriştikleri kavga
sırasında davacıların murislerinin yaralanıp öldüğünü, olayın murisin işveren
sıfatını kullanarak görevlinin hizmet yapmasını engellemek istemesinden
çıktığını, bu çerçevede olayın şahsilik kazandığını savunarak davanın reddini
dilemişlerdir.
Davalılar ..., ..., ... ..., ..., ...; ...Park Sitesinin 11
bağımsız bölümden oluşan ve girişinde de küçük bir bahçesi olan bir site
olduğunu, sitede oturulmaya başlandığı 1989 yılından bu yana site sakinlerinin
araçlarının bahçeye istiflenerek park edildiğini, alınan ortak karar uyarınca
araçlarının sığdırılması ve düzenlerinin sağlanması bakımından anahtarlarının
sitenin görevlisine bırakıldığını, bu alana misafir araçlarının alınmadığını,
alındığında da misafirlerin araç anahtarlarını görevlilere teslim ettiklerini,
bu hususun bir yıldan fazla süredir sitede kiracı olarak oturan müteveffa ve
ailesi tarafından da bilinip uygulandığını, olay tarihinde müteveffanın
misafirinin bu kurala uymaması ve çağırılması nedeniyle park alanına gelen
müteveffanın site görevlisi ... ile giriştiği tartışma ve kavga sonucu ölüm
olayının meydana geldiğini, davalı ...'ün sitenin yöneticisi olduğunu, kat
maliki olmadığını, BK.'nın 55. maddesine göre istihdam eden sıfatının
bulunmadığını, 634 sayılı yasaya göre kat maliklerinin vekili durumunda
olduğunu, davalı ...'ın onun yöneticiliğe getirildiği tarihten çok önce 1999
yılında işe alındığı gibi yöneticiliğin her yıl başka bir kat sakini tarafından
yürütülmesi nedeniyle davalı ...'ın haksız eyleminden ileri gelen zarardan
sorumlu tutulmasının olanaksız olduğunu, görevini ifa ederken bir ihmalinin de
olmadığını, kat maliki olan diğer davalıların talimatta ve denetimde özen
eksikliklerinin bulunmadığı, kaldı ki müteveffanın da sitede kiracı sıfatıyla
oturması sebebiyle istihdam eden sıfatının bulunduğunu, olayın nitelliği ve
oluş şekli itibariyle davalıların olay nedeniyle sorumlu tutulabilmeleri için
uygun illiyet bağının da mevcut olmadığını savunarak, davanın reddini
dilemişlerdir.
Mahkemece; 22.12.2008 tarihinde, müteveffa ... ...'nu ziyaret
için gelen misafirlerinin ...Park Sitesinin otoparkına araçlarını park etmesi
nedeniyle çıkan tartışmaya katılan ve aynı sitede kiracı olarak oturan ... ...
ile site çalışanı davalı ... arasında başlayan kavganın ... ...'nun ölümüyle
sonuçlandığı, olay nedeniyle ... 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2009/4 Esasında
görülen dava sonunda davalı ...'ın tahrik hükümleri de uygulanmak suretiyle 18
yıl ağır hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, davalılardan
...'ün, olayın geçtiği sitenin yöneticisi olduğu, davalı ... dışındaki diğer
davalıların da ...Park Sitesinin kat malikleri olduğunu, 634 Sayılı Kat
Mülkiyeti Yasasına göre yöneticinin, kat maliklerinin vekili olduğu, TBK.'nun
66. (EBK.'nun 55.) maddesi kapsamında istihdam eden sıfatı olmadığı gibi,
davalı ...'ın davalı ...'ün yöneticiliğe getirildiği tarihten çok önce işe
alındığı , olayın meydana gelmesinde görevini ifa ederken sorumluluğunu
gerektiren bir eylem ve ihmalinin bulunduğunun da kanıtlanamadığı gerekçesiyle
davalı ... hakkında açılan davanın pasif husumet ehliyetinin yokluğu nedeniyle
reddine, davalı kat maliklerinin işçilerini seçmede, talimat vermede, denetim
ve gözetimde, işin organizasyonunu esaslı ve doğru bir şekilde kurmakta özensiz
davrandıkları anlaşılamadığı gibi, somut olayın kendisine özgü özellikleriyle
birlikte değerlendirilmesi sonucunda da davalı ...'ın gördüğü işle hiçbir
ilgisi olmayan eylemi sonucu ortaya çıkan zararlı sonuç arasında uygun illiyet
bağının mevcut olmadığı gerekçesi ile kat malikleri davalılar hakkındaki
davanın reddine karar verilmiş, davalı ... aleyhinde açılan davanın kısmen
kabulüne karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni
gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik
görülmemesine göre, davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar
verilmiştir.
2-) Olay tarihinde yürürlükte bulunan BK'nun 55/1.maddesine
göre; ''Başkalarını istihdam eden kimse, mahiyetinde istihdam ettiği kimselerin
ve amelesinin hizmetlerini ifa ettikleri esnada yaptıkları zarardan mesuldür.
Şu kadar ki, böyle bir zararın vuku bulmaması için hal ve maslahatın icabettiği
bütün dikkat ve itinada bulunduğunu yahut dikkat ve itinada bulunmuş olsa bile
zararın vukuuna mani olamıyacağını ispat ederse mesul olmaz.'' ( TBK m.66 )
Borçlar Kanununun 55.maddesi hükmü gereğince adam
çalıştıranın sorumlu tutulabilmesi için; zararın çalışanın hukuka aykırı
eyleminden doğması ve zarar ile çalışanın eylemi arasında uygun illiyet bağının
bulunması yeterlidir.
Sorumluluk Hukukunun önemli öğelerinden biri de zarar ile
eylem arasında illiyet bağının bulunmasıdır. İlliyet bağının kesildiği
durumlarda kusursuz sorumlu olan kişi sorumlu tutulmayacaktır. Teoride ve
uygulamada; mücbir sebep, zarar görenin tam kusuru ve üçüncü kişinin ağır
kusuru ile illiyet bağı kesilir ve kusursuz sorumlu olan kişi sorumluluktan
kurtulur.
Adam çalıştıran, görülecek işe uygun fikri, mesleki bilgi ve
yeteneklere sahip bir kişi seçmekle yükümlüdür. Seçeceği yardımcı kişinin
göreceği iş için vasıflı, yeterli eğitim görmüş, yeni bilgi, yöntem ve tekniği,
özümsemiş ve izlemiş olmasını arayacaktır (Borçlar Hukuku Genel Hükümler, Prof.
Fikret Eren, Cilt: 2-4 bası, sh.160). (HGK. 15.06.1994 gün ve 11-178 K.).
Davalının bu en basit tedbirlere başvurmaması objektif özen görevini açıkça
kötüye kullandığını kanıtlayan deliller olarak görülmelidir. Davalı, adam
çalıştıran sıfatıyla sorumluluktan kurtulabilmesi için, gerekli özeni göstermiş
olması halinde de zararın gerçekleşeceğini ispat etmesi icap etmesi
gerekecektir.
Somut olayda; olayın davalıların kat malikleri olduğu sitede,
kat maliklerinin talimatları doğrultusunda hareket eden site görevlisinin,
yaptığı iş ile ilgili eylemi nedeniyle dava konusu olayın meydana geldiği, kat
maliklerinin, davalı ...'ın işlediği fiil nedeniyle B.K.'nun 55. (T.B.K. 66.)
maddesi hükmü gereğince sorumlu tutulmaları gerektiği anlaşıldığından yazılı
gerekçe ile iş bu davalılar açısından davanın reddine karar verilmesi doğru
görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bendde açıklanan nedenlerle davacı
tarafın sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle
hükmün HUMK'nun 428. maddesi gereğince davacılar yararına BOZULMASINA, 1.630 TL
Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davalı kat maliklerinden alınıp davacı
tarafa verilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene
iadesine, 6100 sayılı HMK'nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nun 440.
maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar
düzeltme yolu açık olmak üzere, 03.07.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.